Goncagül Haklar, Nisan 2022
Fransa’nın en eski şehri unvanına sahip olan Lyon aynı zamanda Fransız mutfağına ait en özel lezzetleri tadabileceğiniz ve şarapların en güzellerini içebileceğiniz Burgonya bölgesine açılan bir kapı. Fransa’nın güney doğusunda Ren ve Sen Nehirlerinin birleştiği yerde bulunan Lyon, Rhone-Alpes bölgesinin başkenti ve yönetim merkezi olma özelliğini taşıyor. Fransa’da kuzey-güney-doğu-batı hattının tam ortasında yer alan Lyon zengin tarihi geçmişi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmiş olan tarihi merkezi Le Vieux Lyon, dünyaca ünlü şeflerin lezzetlerinin tadılacağı Michelin Yıldız’lı restoranları, her daim canlı sokak hayatı ve rengarenk duvar resimleri ile gezginleri cezbediyor. Fransız klasiklerinin taze ve modern dokunuşlarla yorumlandığı Lyon’da yıllarca bıkmadan yemek yiyebilirsiniz, üstelik Paris’teki gibi uzun bekleme sıraları ve yüksek fiyatlar olmadan.
Lyon’u ziyaret etmek için en güzel zaman bahar ve yaz ayları olsa da aralık ayında da ünlü Işık Festivali nedeniyle şehir yoğun ilgi görüyor.
Lyon, MÖ 43’de Lugdunum ismiyle Lucius Munatius Plancus tarafından bir Roma kolonisi olarak kurulmuş. İlkçağ döneminde Galyalıların yerleştiği şehir 1032 yılında Roma İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş ve 1312 yılında da Fransa Krallığı’na dahil edilmiş. 15.yüzyılda ekonomik açıdan çok gelişen Lyon matbaanın da gelmesiyle döneminin en önemli şehirlerinden biri haline gelmiş. 17. yüzyılda Avrupa’nın ipek üretim merkezlerinden biri olan Lyon, halen de ipek dokumacılığında çok önemli yere sahip. Rönesansla birlikte yıldızı daha da parlayan şehir, Fransız Devrimiyle birlikte durgun bir dönem geçirmiş ama 1793’de cumhuriyetçi güçlerin hâkimiyeti altına girmiş. Napoleon Bonaparte bugün gezdiğimiz Lyon’un şehirleşmesine ön ayak olan isimlerden. 19. yüzyılda geri gelen refah ortamı, II. Dünya Savaşı ile sekteye uğramış ama 1950’li yıllarda şehir yeniden gelişme noktasında ivme kazanmış. Günümüzde Lyon Fransa’nın gastronomi merkezlerinden biri olmasının yanı sıra kimya, ilaç ve otomotiv endüstrisinde de söz sahibi.
Lyon ile İstanbul arasında direkt uçuşlar mevcut. Ayrıca buraya Paris’ten hızlı trenle de yaklaşık 3 saatte ulaşabiliyor. Adını çok sevilen Küçük Prens kitabının yazarından alan Lyon St. Exupery Havaalanı’ndan şehre ulaşmak için Rhoneexpress treni kullanılabilir. Gidiş-dönüş bilet almak daha hesaplı olacaktır. Metro için ise ayrı bir bilet almak gerekiyor. Ayrıca ‘Lyon City Card’ ile tek tek alınacak metro biletleri yerine toplu bir alım da yapabilirsiniz.
Lyon çok küçük bir şehir değil ama metro, otobüs, tramvay hatta fünikülerden kurulu etkin bir toplu taşıma ağı var. Bu nedenle konaklama tercihi çok kritik olmasa da eski şehir bölgesi veya adacığının ortasında yer alan Bellecour Meydanı ile Hôtel de Ville arasında kalan bölge her yere yürümek açısından en elverişli olanlar.
Biz Lyon keşfimize 1998 yılından bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan eski şehir (Vieux Lyon) ile başladık. Saint Jean, Saint George ve Saint Paul olmak üzere üç ana merkezden oluşan bu bölge Sen nehri kenarında yer alan Rönesans döneminden kalma rengarenk binaları, canlı meydanları, Ortaçağ’dan kalma dar parke yolları, sürpriz geçitleri ve restoranlarıyla gezginlerin gönlünü fethediyor.
Rue Saint George’dan başlarsanız Place de la Teatre, Vieux Lyon’a giriş kısmında karşınıza çıkacak ilk minik ve sevimli meydanlardan biri. Buradan devam ettiğinizde artık yavaş yavaş Saint Jean bölgesinin sınırlarına da girmiş oluyorsunuz. Rue Saint-Jean ve Rue des Trois Maries ise yürüyüş yapmak için en ideal caddeler. Rue Tramassac üzerinden Place Saint-Jean’a ulaştığında Saint-Jean Meydanı ve katedralin en güzel fotoğraflarını çekebileceğiniz noktaya da gelmiş oluyorsunuz.
Lyon Katedrali (Cathédrale Saint-Jean-Baptiste) eski şehir bölgesinin mücevheri. Yapımına 1175 yılında başlanan katedralin yapımı 1480 yılında tamamlanmış. Saint Jean Katedral’i, 12. yüzyılın başlarından kalma çarpıcı vitray pencerelere sahip. Ayrıca, 1392 yılında eklenen büyük gül penceresinden süzülen güneş ışınları içini bir renk cümbüşüne dönüştürüyor. Romanesk yapıdaki katedralin cephesi geç Gotik süslemeler ile bezeli.
En ilgi çekici ögelerinden biri 1598’de Nicolas Lippius tarafından yapılan ve katedralin içine yerleştirilen astronomik saat. Sadece tarihi, ayın, güneşin ve dünyanın durumlarını göstermekle kalmıyor Lyon’un üzerindeki yıldızların pozisyonlarını da gösteriyor.
En ilgi çekici ögelerinden biri 1598’de Nicolas Lippius tarafından yapılan ve katedralin içine yerleştirilen astronomik saat. Sadece tarihi, ayın, güneşin ve dünyanın durumlarını göstermekle kalmıyor Lyon’un üzerindeki yıldızların pozisyonlarını da gösteriyor.
Saint Jean Meydanı’ndan Saint Paul Meydanı’na kadar olan rota gönlünüze göre şekillenecek. Rue St. Jean’ın hareketliliğinden bunalırsanız Lyon’un sürprizli geçitlerini kullanarak hemen paralelindeki biraz daha sakin Rue du Bœuf’a geçiş yapabilirsiniz. Saint-Paul Garı’na ulaştığınızda Vieux Lyon’da bir hayli gezmiş olacaksınız. Eski Lyon’u tepeden görmek isterseniz Saint Paul Garı’nın hemen yanındaki Montée Saint-Barthélémy yokuşunun ortalarına kadar çıkabilirsiniz. Sabahın erken saatleri Vieux Lyon bölgesinde fotoğraf çekmek için çok iyi ama bölgenin canlılığını hissetmek isterseniz öğleden sonrayı beklemelisiniz.
Vieux Lyon’da ilginiz dahilinde gezebileceğiniz müzeler ise şöyle:
- Musée Miniature et Cinema (hergün açık).
- Le Petit Musée de Guignol: Kuklalara ilgisi olanlar bu küçük müzeyi gezebilir (her gün açık, pazartesi 14.30’da açılıyor).
- Musée Gadagne: Lyon Tarih Müzesi (Musée d’Histoire de Lyon), kukla müzesi (Musée des Arts de La Marionnette) ve süreli eserlerin sergilendiği üç bölümden oluşuyor. Müze 15. yüzyıldan kalma bir konak, çarşamba-pazar günleri arası açık.
Eski Lyon’un en ilgi çekici noktalarından biri meşhur geçitleri. Bunların birçoğu halka kapalı ve özel mülk. Ortaçağ sonları ve Rönesans döneminde yapıldığı söylenen bu geçitleri bir bilenle gezmek daha iyi olur derseniz ücretli saatlik turlara katılabilirsiniz. Kişisel olarak gezebileceğiniz traboule (geçit) adresleri ise şöyle:
- 10-14 Rue de la Bombarde
- 3, Place St. Paul
- 7-10-11-12 Quai Romain
- 6, Rue des Trois-Maries
- Tour Rose
Fourvière Bölgesi denilen ve Lyon’un birçok yerinden görünen Notre Dame de Fourvière Bazilikası’nın (La Basilique Notre Dame de Fourvière) bulunduğu bölgeye Vieux Lyon metro istasyonundan tramvaya binerek veya fünikülerini kullanarak çıkılabilir. Dua tepesi olarak da bilinen Fourviere Tepesi bir Roma yerleşimi olarak o dönemden kalma tiyatro, hamam ve bir Odeon’un kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Antik tiyatro yapımının üzerinden 2000 yıl geçmiş olmasına rağmen hala performanslar için kullanılıyor. Şehrin en ikonik yapılarından biri olan ve Lyon’un birçok noktasından görebileceğiniz bazilika ise Fransa ile Prusya arasında 1872-1884 yılları arasında yaşanan savaşta şehirlerinin bağışlanması durumunda bir kilise inşa etmeyi taahhüt eden halk tarafından yaptırılmış ve Meryem Ana’ya ithaf edilmiş. Tasarımcısı Pierre Bossan. Seksen altı metre uzunluğunda ve otuz beş metre genişliğindeki yapının ana erdemleri temsil eden kırk sekiz metre yüksekliğinde dört kulesi var. Basiret (Kuzey-Doğu Kulesi) ve İtidal (Güney-Doğu Kulesi) Lyon şehrine bakıyor. Diğer iki kule olan Güç (Kuzey-Batı Kulesi) ve Adalet (Güney-Batı Kulesi) ise meydana hakim konumda.
Bazilikanın içi barok unsurların görüldüğü görkemli mozaikler ve muhteşem tablolarla dekore edilmiş.
İç mekanı gezdikten sonra ise Lyon’un muhteşem şehir manzarasını seyretmek için kuzeydoğu kulesini tırmanabilirsiniz.
Hotel de Ville-Presqu’il- Bellecour bölgesini gezmek için Saint-Paul’den Pont de la Feuilléeile karşı kıyıya geçip Hôtel de Ville’den Bellecour Meydanı’na kadar güzel bir yürüyüş rotası oluşturun. Bu rotaya Fransızlar quartier chic diyor. Geniş caddeleri süsleyen lüks mağazalarla Vieux Lyon’un yaşanmışlığının tam tersi.
Ortaçağ’dan başlamak üzere önemli bir ipek merkezi olan Lyon, Avrupa’nın ipek başkenti olarak biliniyor. İpek ürünler hala el baskısı ile renklendiriliyor. Bu konuda gösteriler yapan pek çok imalathâne var. Place Louis Pradel yakınındaki L’Atelier de Soierie Lyon tarzı çerçeveli boyama, elle boyama ve blok baskıyı görebileceğiniz ve alışveriş yapabileceğiniz hoş bir atölye.
Lyon’un en güzel meydanlarından biri Place des Terraux. Belediye Sarayı (Hôtel de Ville), Güzel Sanatlar Müzesi ve ihtişamlı Bartholdi çeşmesi bu meydanda bulunuyor. Belediye Sarayı’nı gezen rehberli turlar mevcut. Lyon Güzel Sanatlar Müzesi (Musée des Beux-Arts) 17.yy’ın ikinci yarısında inşa edilmiş ve bir Benedikten manastırının duvarları içinde bulunuyor. Bahçesine adım attığınızda sizi Rodin’in ‘le Ombre’si karşılıyor. Müzede Fransız, İtalyan, İspanyol ve Felemenk ressamlara ait eserler var. Rubens, Degas, Cézanne, Manet, Renoir, Gauguin, El Greco ve Pablo Picasso eserlerini görebileceğiniz ressamlar arasında. Yedi bin metrekarelik müzede, Mısır’dan Orta Doğu’ya, Yunanistan ve Roma’ya kadar seçkin antik sanat koleksiyonlarına, Ortaçağ’dan 20. yüzyıla kadar sanat eserlerine, Antik Çağ’dan günümüze madeni paralara ve madalyalara ev sahipliği yapan 70 sergi odası bulunuyor. Güzel havalarda terası keyif yapmak için ideal (Adres: 20 Place des Terreaux, salı günleri kapalı). Meydan da Özgürlük Anıtı’nı yapan heykeltraş Bartholdi tarafından 1892 yılında yapılan muhteşem Bartholdi Çeşmesi var. Özellikle kış aylarında yapılan su oyunları çeşmede yer alan atların canlı olduğu izlenimini veriyormuş. Lyon’un efsane opera binası (Opera de Lyon) ise hemen bu meydanın arkasında kalan ‘Placa de la Comedie’ de bulunuyor. Opera Binası 1831 yılında Antoine-Marie Chenavard ve Jean-Marie Pollet tarafından inşa edilmiş, 1989 ve 1993 yılları arasında Jean Nouvel tarafından tamamen yeniden yapılandırılmış ve genişletilmiştir olan yapının mimari projesi 1993 yılında Moniteur’un Prix d’Équerre d’argent’ ödülünü almış. Neoklasik bir tarzda yapılan binanın halka açık bir çay salonu ve restoranı da var (Adres: 1 Place de la Comédie).
Saint-Nizier Kilisesi (Église Saint-Nizier de Lyon) ilk Roma anıtının bulunduğu 2. Yüzyıla kadar uzanan bir tarihe sahip. 14-15. yüzyıllarda Gotik tarzda yeniden inşa edilen kilise, 1840 yılı itibariyle UNESCO Dünya Mirasları listesine girmiş (Adres:1 Rue Saint-Nizier)
Buradan nehir kenarına dönüp Hôtel-Dieu’ya gidebilirsiniz. Ren Irmağı’nın batı kıyısında bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan bu devasa yapı 2010 yılına kadar hastane imiş. Binanın cephesinin uzunluğu 375 metre. Yaklaşık 1184 yılında dini yetkililer tarafından işletilen bir bakımevi olarak kurulmuş ve 1454 yılında hastane olarak işlev görmeye başlamış. Mimari olarak bugün gördüğümüz yapı ise 17.yüzyılla başlayan ve 18.yüzyıla kadar süren yenileme çalışmaları sonrasında oluşmuş. 2015 yılında içinde restoranlarında da olduğu bir alışveriş merkezine dönüştürülmüş. 2019 yılında ise otel kısmı hizmete girmiş (Adres: 1 Place de l’Hôpital).
Fransa’nın üçüncü Lyon’un ise en büyük meydanı olan ‘Place Bellecour’ şehirdeki bütün etkinlik ve protestolara ev sahipliği yapıyor. Hatta kışın buz pateni pisti yazın da dönme dolap kuruluyormuş. Presqu’ile bölgesinin merkezi olarak tanımlayabileceğimiz meydan, 19. yüzyıldan kalma zarif binalarla çevrili. 1825 yılında meydana yerleştirilen Kral Louis XIV’in atlı heykeli de meydanın simgesi haline gelmiş. Heykelin kaidesinde Sen ve Ren Nehirleri’nin sembolik iki heykeli yer alıyor. Kırmızı meydan olarak anılan meydanın köşesinde minik bir Küçük Prens ve Fransız havacı, yazar ve şair Antoine de Saint-Exupéry’nin bir heykeli de var.
Lyon’un neredeyse merkezi sayılabilecek konumu itibari ile ister sağ tarafa ister sol tarafa yönelebilir ve nehir kıyılarından birini tercih ederek yürüyüş yapabilirsiniz. Nehir kıyısında her sabah Quai de Celestin’de çok da özellikli olmayan ıvır zıvırın satıldığı bir pazar kuruluyor.
Buradan biraz daha güneye yönelip Saint-Martin D’Ainay Bazilikası’nı (Basilique Saint-Martin d’Ainay) ziyaret edebilirsiniz. Lyon’un en eski kilisesi olarak bilinen yapı 4. yüzyıldan kalma bir Roma tapınağının üzerine 6. yüzyılda kurulmuş bir Benedikten manastırının parçası. Son halini 11. yüzyılın sonunda Abbot Gaucerand tarafından yapılan yenileme çalışmaları ile almış. Romanesk üsluba sahip yapı dört klasik sütunu, koroda 12. yüzyıldan kalma bir mozaik döşemesi ve Lyonlu sanatçı Hippolyte Flandrin’in 19. yüzyıldan kalma yaldızlı tabloları ile çok ilgi çekici (Adres: 11 Rue Bourgelat)
Lyon’un bina cephelerini kaplayan özgün duvar resimleri (La Fresque Des Lyonnais) ile de tanınıyor. Mur Peint denilen bu görsellerin temelleri yaklaşık otuz yıl önce atılmış. Cephelerin genellikle şehirle ilgili detaylarla kaplanması Lyon’a özgü bir gelenek halini almış. En ünlüsü Rue de la Martinière ve Quai de la Pêcherie’nin köşesinde bulunan ve Tony Garnier tarafından tasarlanarak yedi katlı binanın ön cephesini kaplayan duvar resmi. Ödül almış bir duvar resimde Lyon tarihine damga vurmuş kişiler onurlandırılmış. Kimler var derseniz; Küçük Prens, Lumiere Kardeşler, Antoine de St-Exupery, Maurice Sceve, Paul Bocuse ve daha niceleri. Resimde yer alan 30 kişi 250 kişilik bir listeden seçilmiş. Duvar resmi Lyon’un en canlı kavşaklarından birini daha da renkli hale getirmek amacıyla 1994-1995 yıllarında Citecreation isimli bir sanat topluluğu tarafından hayata geçirilmiştir. Bunun haricinde pek çok duvar resmi de Lyon’da gezginleri bekliyor.
Lyon’n bohem cevheri olan Colline De La Croix-Rousse Hôtel de Ville’den başlayıp Mur des Canuts’a kadar uzanıyor. En uzak nokta olan Mur des Canuts 1200 metrekarelik bir duvarı kaplayan ve bu bölgede yaşananları yansıtan 1987 yılında yapılmış bir duvar resmi. Buraya en yakın metro durağı Hénon. Bir yamaçta yer alan ve 19. yüzyılın başlarında Lyon’daki önemli dokuma merkezlerinden olan bu tarihi mahallenin Les Pentes ve Le Plato olarak iki kısmı var. Bu mahalleler eğimli arazi nedeniyle birçok ilginç merdiven ile birbirine bağlanan sokaklardan oluşmuş. İpek İşçileri Evi (Maison des Canuts) ismi verilen küçük müze de görülmeye değer yerler arasında bulunuyor.
Daha önce bahsettiğim dar geçitlerden halka açık olan ve gezilebilecek burada yaklaşık 40 tane bulunuyor. Bu dar geçitler başlangıçta, bölgedeki ipek işçilerinin kumaş cıvatalarını ıslatmadan hızlı bir şekilde hareket etmelerini sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Le Cour des Voraces’a gireceğiniz iki kapı var. Bir tanesi Montée Saint Sebastien yokuşundaki 14 numaralı bina, diğeri ise Imbert Colomés sokağındaki 29 numaralı bina. Passage Thiaffait yine bu bölgedeki ilginç mekanlardan.
Mur des Canut’a 10 dakika yürüme mesafesinde Park Güell’in minik bir kopyası var: Rosa Mir Bahçesi (Jardin Rosa Mir). Grande Rue de la Croix-Rousse’un hemen dışında yer alan gizli bahçe 1957-1983 yılları arasında İspanyol İç Savaşı’ndan kaçan bir duvarcı olan Jules Senis tarafından yapılmış. Rengarenk çiçekler, taşlar ve deniz kabukları ile süslü sütunların taşıdığı setlere ekilmiş. Jules Senis çaresizlik içinde hayatta kalamayacağını düşünürken eğer bu gerçekleşirse Lyon’un kalbinde muhteşem bir bahçe inşa etmeye söz veriyor. Hayatta kalınca da sonraki 25 yılını bu bahçeyi inşa etmeye ayırıyor ve bahçeyi İspanya İç Savaşı’ndan kaçarken ayrıldığı annesi Rosa Mir Mercader’e adıyor (Adres:87 Grande Rue de la Croix-Rousse). Bahçe sadece cumartesi günleri 14.00’den sonra açık.
Diğer Müzeler
Musee Lumiere: Sinematografinin doğuşunda en büyük payı olan Lumiere Kardeşlere adanmış bu müzede, hem Auguste ve Louis Lumiere ile ilgili bilgi edinebilir, hem sinema dünyasının ilklerini kendi gözlerinizle görebilirsiniz (Adres: 25 Rue du Premier Film).
Musee d’art Contemporain de Lyon: Genelde uluslararası projelere ağırlık veriliyor. Pazartesi ve Salı günleri kapalı (Adres: Cité Internationale, 81 Quai Charles de Gaulle). Metro ile ulaşım imkanı yok ama müzenin hemen önünden geçen C1, C4 ya da C5 otobüs hatları metronun eksikliğini kapatıyor. Hemen yanındaki Parc de la Tete d’Or’a uğrayarak, şehir kalabalığından uzaklaşıp keyifli birkaç saat geçirebilirsiniz. Park 1857 yılında New York’taki Central Park ile aynı tarihte açılmış. Cam seraları, gül bahçeleri, hayvanat bahçesi, minyatür demiryolu, binicilik alanları, göleti ve en güzeli gölgesinin keyfini saatlerce sürebileceğiniz dev ağaçları ile çok huzurlu bir ortam. Avrupa’nın en büyük koleksiyonlarından birine sahip olan botanik bahçesi dünyanın birçok yerinden getirilen 1.600’den fazla bitkiye ev sahipliği yapıyor.
Musée de la Confluence: Adanın en güney ucunda bulunan bu bilim ve antropoloji müzesi pazartesi günleri kapalı. Minik gezginler için ideal. Müzeye ulaşım için T1 tramvay hattını kullanabilirsiniz.
Musée De La Civilization Gallo-Romaine: Roma dönemi eserlerinin sergilendiği arkeoloji müzesi (Adres: 17 Rue Cleberg)
Kumaş ve Dekoratif Sanatlar Müzesi (Musée Des Tissus Et Des Arts Décoratifs): 18. yüzyıldan kalma Lyonnais konağında ziyaretçilerini bekleyen müzede 13. ve 14. yüzyıllara ait nadir giysi parçaları, 18. yüzyıldan kalma zarif duvar halıları ve daha yakın döneme, 19. ile 20. yüzyıla ait çeşitli parçalar sergileniyor. Aynı zamanda İmparatoriçe Josephine’e ait muhteşem bir ipek elbise ile Mısır’ın 5. hanedanlık döneminden MÖ 2500 yılına tarihlenen pileli bir tunik de koleksiyonun en değerli parçaları arasında yer alıyor. Ayrıca dekoratif sanatlara ait örneklerde sergileniyor (Adres: 34 Rue de la Charité).
Baskı ve grafik iletişim müzesi (Musée de l’imprimerie et de la communication graphique): Lyon’un 15.yy’dan başlayarak önemli bir basım merkezi olmasına atfen 1964 yılında açılan müzede hem basım tarihinde bir yolculuğa çıkıyor hem de farklı teknikleri görebiliyorsunuz (Adres: 13 Rue de la Poulaillerie).
Direniş ve Sürgün Tarihi Merkezi (Centre D’Histoire De La Résistance Et De La Déportation): II. Dünya Savaşı sırasında Lyon’da Nazi rejimine karşı verilen mücadelenin ve haklı olarak elde ettiği “Direnişin Başkenti” ismine yakışan süreçlerin anlatıldığı müze mahzeninde hapsedilen kurbanlara adanmış. İlginç olan o dönem Gestapo Başkanının kullanmış olduğu binada bulunması (Adres: 14 Avenue Berthelot).
Kullanılabilecek Kartlar ve Biletler
Lyon Şehir Kartı (Lyon City Card)
Kartın 1, 2, 3 ya da 4 günlük seçenekleri var. Bu kartla birlikte 23 müze ve geçici sergiye ücretsiz giriş, Sen Nehri üzerinde tekne turu da dahil olmak üzere birçok ücretsiz turistik aktiviteye ve sınırsız toplu taşımaya (metro, tramvay, otobüs ve füniküler) erişim, ücretsiz rehberli tur, kukla gösterilerine giriş imkanı ve %50 indirimli olarak kullanabileceğiniz wifi hizmeti alıyorsunuz.
Satış Noktaları:
Place Bellecour’da, Lyon’un 2. bölgesinde yer alan ONLYLYON Turizm Şirketi.
Lyon Saint-Exupéry Havalimanı’nın, 1 ve 2 terminalleri arasındaki karşılama alanı.
Part-Dieu alışveriş merkezinde giriş kattaki resepsiyon masası- Place de l’Eau.
Lyon Şehir Müzeler Kartı (La Carte Musées)
Fotoğraflı bir kimlik kartı gibi olan bu kart ile pek çok müzeye giriş imkanı elde diyorsunuz (Güzel Sanatlar Müzesi, Çağdaş Sanat Müzesi, Gadagne Müzeleri, Direniş ve Sürgün Tarihi Merkezi, Baskı ve Grafik İletişim Müzesi, Henri Malartre Otomobil Müzesi vb.)
YEME-İÇME ÖNERİLERİ
- Bouchon (buşon okunur), Lyon’a özgü esnaf lokantaları. Ağırlıklı olarak sakatat ve oldukça yağlı domuz yemeklerini kapsıyor. Ayrıca salyangoz ve kurbağa bacağı da yaygın. Ucuz yerlerde iyi yemek yenmesi gastronominin gelişmişliğinin bir ifadesi. Eskiden şehirden geçen veya civarda konaklayan işçiler, Lyon’dan yola çıkmadan önce uzun süre onları idare etsin ve sağlam bir şekilde beslensinler diye çok yağlı yemekleri tercih ediyorlarmış, dolayısıyla Lyon mutfağı da bunun üzerine kurulmuş.
- Paul Bocuse Fransız mutfağının en efsaneleşmiş şeflerinden biri olarak kabul ediliyor. Şimdilerde yemekleri biraz eskimiş olarak nitelense de Lyon’da 3 adet Michelin yıldızlı restoranı ve daha hesaplı bütçeler için lokantaları var. Kendisi tarafından kurulan mutfak imparatorluğu oğlu tarafından sürdürülüyor.
- PIERRE ORSI: 84 yaşını coktan gecmis olsa bile bu mutfağı adeta nakış gibi işleyen zanaatkarlardan biridir. Lyon’a gelip onu ve ona göre mütevazi evini şampanya eşliğinde ziyaret etmemek olmazdı.
- Bernachon dünya çapında bir çikolatacı ve Lyon’daki en iyi tatlı dükkanlarından biri (Adres: 42 Cours Franklin Roosevelt, en yakın durak Foch).
- Les Halles de Lyon Paul Bocuse: Paul Bocuse adıyla anılan bu pazar yeri hem alışveriş yapılabilecek hem de içindeki restoranlarda yemek yenebilecek bir alan.
- Cafe des Federations: Hem turistler hem lokaller arasında popüler olan ve Lyon mutfağını deneyimlemek için keseye uygun seçenek (Adres: 8 Rue Major Martin, en yakın durak Hotel de Ville Louis Pradel).
- Brasserie l’Ouest: Paul Bocuse’nin diğer işletmelerinden biri olan bu mekan, tam olarak Lyon mutfağı ağırlıklı değil ve fiyatlar da daha makul (Adres: 1 Quai du Commerce, en yakın durak Gare de Vaise).
- Anne-Marie de la Primatiale
- astronomik saat
- Bartholdi Çeşmesi
- Basilique Saint-Martin d'Ainay
- Baskı ve grafik iletişim müzesi
- Bellecour Meydanı
- Bonapart Köprüsü
- Cathédrale Saint-Jean-Baptiste
- Centre D’Histoire De La Résistance Et De La Déportation
- Colline De La Croix-Rousse
- Direniş ve Sürgün Tarihi Merkezi
- Église Saint-Nizier de Lyon
- Fourvière Bölgesi
- Hotel de Ville
- Jardin Rosa Mir
- Kumaş ve Dekoratif Sanatlar Müzesi
- La Basilique Notre Dame de Fourvière
- La Carte Musées
- La Fresque Des Lyonnais
- Le Petit Musée de Guignol
- Le Vieux Lyon
- Lyon
- Lyon City Card
- Lyon Güzel Sanatlar Müzesi
- Lyon Katedrali
- Lyon Şehir Kartı
- Lyon Şehir Müzeler Kartı
- Michelin yıldızı
- Mur des Canuts
- Musee d’art Contemporain de Lyon
- Musée d’Histoire de
- Musée de l'imprimerie et de la communication graphique
- Musée De La Civilization Gallo-Romaine
- Musée de la Confluence
- Musée des Arts de La Marionnette
- Musée des Beux-Arts
- Musée Des Tissus Et Des Arts Décoratifs
- Musée Gadagne
- Musee Lumiere
- Musée Miniature et Cinema
- Nicolas Lippius
- Notre Dame de Fourvière Bazilikası
- Opera de Lyon
- Pierre
- Pierre Orsi
- Place Bellecour
- Pont Bonaparte
- Presqu’il
- Rosa Mir Bahçesi
- Saint Paul Garı
- Saint-Martin D’Ainay Bazilikası
- Saint-Nizier Kilisesi